Algılarımız Yanıltırsa
Mutluluk ile ilgili çalışmalar, düşünceler ya da sohbetler genellikle “algının önemini” kendisine başlangıç noktası olarak seçer. Bu durum akademik bir çalışmada, çok satan gazetenin pazar eki köşe yazısında ya da doğulu bir bilgenin ders veren konuşmasında hiç değişmez. Bu nedenle bugün algılarla ilgili yazmak istedim.
 
Tüm tüketim alışkanlıklarımızı ve satın alma kararlarımızı etkileyen reklamcılar ve pazarlamacılar çok çok iyi biliyorlar ki“Algı herşeydir.” Beynimizin en kocaman bölümünün görme fonksiyonu için çalışmasına rağmen algı yanılmaları genç kadın ve yaşlı kadın resminden bu yana hala ilgi çekici olmaya devam eder. Masanın hangi kenarı daha uzun, kübün üzerindeki iki renk de aynı mı, hangi daire daha büyük ya da filin kaç bacağı var gibi örneklerin biraz daha gelişmiş versiyonu için 1999 yılı tarihli Simons ve Chabris’in çalışmasının iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Bir basketbol antreman görüntüsünde beyaz formalı takımın kendi arasında kaç kez paslaştığını saydığımız video algıda seçicilik konusunda iyi bir malzeme sunar.
 
Videoyu izlemek için: http://www.youtube.com/watch?v=vJG698U2Mvo
 
Bir Algı Sorusu Daha:
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yukarıdaki şeklin bir okul servis aracı olduğunu varsayın. Soru şu, sizce araç hangi yöne gidiyor? İlkokul dönemindeki çocuklar hemen bilebiliyorlar, ancak yanıt vermekte tereddüt ediyorsanız kesinlikle yetişkin olmuşsunuz artıkO
Benden not: Yüksek lisans öğrencilerine derste sorduğumda sadece bir öğrenci bilebildiO
 
Sorunun yanıtı yazının sonunda…
 
Bir Budist Hikayesi ve Farkındalık
 
Farkındalıkla ne kadar bakabiliyoruz, ne kadarını görebiliyoruz?
 
Budist rahip adayı uzun yıllar hocasının verdiği tüm ödevleri tam da olması gerektiği gibi yerine getirir. Çok çalışmanın kendisine verdiği güvenle birlikte artık üstadın karşısına çıkmaya hazırdır. Ritüel gereği üstad ile yapacağı kısa bir sohbet, soru cevap sonrasında rahip olabilecektir. Nereden gelirse gelsin tüm soruların yanıtlarını verebileceğinden emin olan öğrenci kapıdan içeri girer ve izin alarak üstadın karşısında yerini alır. Olması gereken sessizlik saniyeleri biraz daha gerilimi artırır, ancak buna da hazırlıklıdır öğrenci. Sonra üstadın merakla beklenen sorusugelir: “Sevgili öğrenci kapıdan içeri gireken gördüğün saksı sandığın solunda mıydı, yoksa sağında mıydı?” Hikayenin sonunda sevgili öğrenci en az üç yıl daha çalışmak üzere üstadın yanından ayrılır.
 
Günlük koşuşturma içinde tabii ki bazı bizim için önemli olduğunu düşündüğümüz noktaları seçebiliyoruz, diğerlerini önemsiz olarak tanımlayıp atlıyoruz. Evrim teorisi bu arada tehlikelere karşı farkında olmamız gerektiği yönünde çalışır. Böylelikle “temkinli” olabilir hayatta kalamya devam edebiliriz. Araba kullanırken yol kenarındaki mor çiçekleri ya da gök yüzündeki kuzu kuzu bulutları görmek yerine iki araç önde fren yapan taksiyi görmek daha “temkinli” bir algı olacaktır.
 
Soru: Önemli olarak tanımladığımız noktaların ne kadarı olumlu, ne kadarı olumsuz?
Bardağın dolu tarafını görmek, Polyannacılık mıdır her zaman?
 
Yanıt: Şu anda yazıdan bir an için uzaklaşıp, çevrenize baktığınızda neler görüyorsunuz? Bir dolu renk, ses, belki bir koku ve hareket…
 
Salonda koltuğun üzerinde ben bu yazıyı yazarken neler görüyorum diye etrafıma baktığımda sıralamam şöyle oldu:
1- Dışarıdaki güneş ışığı
2- Vazonun üzerindeki çiçeğin kırmızısı
3- Merdivenlerden inen kadının topuklu ayakkabı sesi
4- Yanımdaki kahvenin kokusu
5- Şöminenin üzerindeki iki komik baykuşun aynı gözleri
 
Mutluluk ile ilgili düşündüğümüzde çevremizde neleri nasıl algıladığımız üzerinde çalıştıkça yol alınabilecek bir alan olarak tanımlanıyor. İyimser bir yaklaşımla çevrenize bakıyorsanız, bardağın dolu tarafını görüyorsunuz. Kendi listenizden hareketle algıladıklarınıza bir kaç yorum eklersenizneler diyebilirsiniz?
 
Birinci soruya notlar: 
a)Dışarıda sonbahar için nefis güneşli bir hava var ve ben evde çalışıyorum.
b) Dışarıda kış için nefis güneşli bir hava var ve ben biraz sonra yazımı tamamlamış olmanın keyfi ile dışarı çıkacağım.
c) Dışarıda kış için nefis güneşli bir hava var neden dışarıda yazıma devam etmiyorum?
 
İkinci soruya notlar:
a) Vazonun üzerindeki çiçek camın nasıl işlendiğini gösteriyor, orada gerçekten bir emek ve estetik var.
b) O vazoya ne sıklıkta bakabiliyorum ve tadını çıkarabiliyorum.
c) O vazoyu satın alırken Uğur’la çok eğlenmiştik.
d) Düzenli olarak çiçek almayı istesem de bir şekilde hep atlıyorum.
 
Üçüncü soruya notlar:
a) Merdivenlerden inen kadın potansiyel komşu adayı olabilir.
b) Bu hafta sonu sanırım yan dairede ay sonu indirimi yapılmış.
c) Rahatımız kaçar mı?
d) Şirin bir çift gelse ne güzel olur.
 
Dördüncü soruya notlar:
a) Kahve kokusunu çok seviyorum.
b) Bu kadar çok kahve tüketmek iyi bir şey mi?
c) Her kahve kadar su da içsem.
d) Kahveyi güzel hazırlıyorum.
e) Kahve kokan eve gelmeyi seviyorum.
d)Kek yapmayı öğrenene kadar kahve ile idare ediyoruz.
e) Kocam çay insanı, bu da iyi bir şeyO
 
Beşinci soruya notlar:
a)Baykuşun hikayesini seviyorum.
b) Aylar öncesinden kocamın doğumgünü sürprizi için nasıl çalıştığını hatırlıyorum.
c) Değişim koçluğunun resminin çıkışı böyle oldu.
 
Siz neler algılıyorsunuz? Gördükleriniz, duyduklarınız veya hissettikleriniz size neler çağrıştırıyor?
 
 
 
Okul servisi sorusunun yanıtı: Araç sola doğru gidiyor, çünkü otobüsün kapısını göremiyoruzO
Mine Kobal Ok