Da Vinci ile Devam Sensazione-Hissetme

Büyük üstat ortalama insanı, görmeden bakan, dinlemeden duyan, hissetmeden dokunan, tat almadan yiyen, düşünmeden konuşan ve farkında olmadan hareket eden biri olarak tanımlıyor. Eğer büyük üstat bugün koçluk ile ilgili bir şeyler söyleseydi, bence beş duyuyu dolu dolu yaşamaktan başlardı sözüne… Böylece  kendi farkındalığını besleyebilen bir koç, müşterisinin de söylediklerini/ söyleyemediklerini dinleyebilir, onun beden dilini görebilir, ses tonunu  ve neler hissettiğini gerçekten anlayabilir. Gözlemleyebilmek, dinleyebilmek, soru sorabilmek ve hepsini içten/ sakin yapabilmek. Sizce daha müthiş bir koç olabilir mi?

Koçluk eğer bir olma hali ise, yaşamın tüm alanlarına yansıtılabilecek bir duruş ise işte bir kaç hayali Da Vinci Sensazione sorusu;

-En sevdiğiniz renk hangisi? Gece gece bir mor mu? Alev alev bir kırmızı, yoksa okyanus derinliğinde bir mavi mi? Çok açık bir beyaz, ya da çok koyu bir siyah? Sizin en sevdiğiniz renk hangisi?

Şimdi bu rengi diğer dört duyunuza anlatsanız, hangi sıfatları kullanmayı tercih edersiniz?

En sevdiğiniz renge dokunuyorsunuz. Ne hissediyorsunuz? Burnunuza nasıl bir koku geliyor? Peki bu rengin tadı nasıl? Bu rengi duyabiliyor musunuz?

Artık en sevdiğiniz rengi dolu dolu yaşayabilirsiniz.

-Bu sabah kahvaltıda ne vardı?

Çay mı, kahve mi? Ya da önce çay, sonrasında kahve mi? Yanında neler yediniz? Hafta sonunu kıskandıracak uzun bir kahvaltı mı, yoksa ayak üstü öylesine bir kaç lokma mı sözü geçen? Şimdi beş duyuya dokunan cümlelerinizi tasarlayın. Gördükleriniz, duyduklarınız, kokusunu aldıklarınız, tadını çıkardıklarınız ve dokunduklarınız… Söz veriyorum yarın kahvaltınıza farklı bir göze bakacaksınız.

Beş duyuya odaklandığımızda, gerçek anlamda farkındalıkla yaşamının yanı sıra küçük bir ayrıntı ile başka bir duyu arasında bağlantılar yaratmaya/ yakalamaya/ keşfetmeye de çalışıyoruz. Ve sonra bir an kendi yaratıcılığımızla tanıştığımızı farkediyoruz. Çocukken de herşeyi böyle öğrenmemiş miydik, hayata tekrar merhaba diyoruz:-)

Merhaba yeni hayat:-)

Mine Kobal Ok