Ancak üzerinde çalışmak istediğim başlığı seçerken, seminer örneğinden yola çıkarak kendimi en kolay ifade edebileceğim ve sonuçlarını daha hızlı deneyimleyebileceğim bir maddeden başlamak istedim: Esnek olabilmek
Esneklik ne ola ki?
On beş yılı aşkın profesyonel yaşamım sırasında davranış tarzlarını tanımlayan piyasadaki tüm anket çalışmalarının sorularını yanıtladığımı sanıyorum. Son beş yıldan bu yana bazılarının eğitimlerini de vermenin sonucunda kendi davranış tarzıma ilişkin cümleleri tam anlamıyla ezberlemiş durumdayım. Kendi tarzıma ilişkin bir kaç ifadeyi zevkle paylaşabilirim…
-Enerji düzeyim ortalamanın üzerinde
-Rutin, kendini tekrar eden işlerden hemen sıkılırım
-Spotlar altında olmaya bayılırım, alkış ve takdir aldıkça daha da çok çalışırım
-Hayallerimi anlatmayı çok severim, herkesin ilgisini çektiğini de düşünürüm
-Konudan konuya atlayarak ilerlerim
-Başkalarının ne düşündüğünden çok, kendi referansımla hareket ederim
-Yaşayarak anlayabilirim
Bana benzeyen kişilerle ilk etapta çok rahat iletişim kurabilmekle birlikte, zaman içerisinde sahneyi paylaşmak istemeyebilirim de. Kendimle ilgili anlattığım hikayelerin herkes tarafından pek bir ilginç bulunduğunu sanabilirim, bu anlamda iyi konuşuyor olmakla birlikte dinleme üzerinde hala çalışmam gerektiğini söyleyebilirim.
Sosyal psikologların çalışma sonuçları bahsettiğim tüm bu davranış kalıplarınınyedi yaşına kadar şekillendiğini ve yaşamımızın devamında dünyayı kendi pencermizden algılamaya inatla devam ettiğimizi göstermektedir. “Herkes benim önerilerimi dinlerse, endişelenecek hiç bir şey kalmayacak.” cümlesini sık sık içinizden ya da yüksek sesle ifade ediyorsanız siz de esneklik ile ilgili düşünmeye başlayabilirsiniz. Bununla birlikte iyi haber; kendi davranış tarzımızı değiştirebilmek için sahip olduğumuz esneklik becerisi üzerinde çalışılarak geliştirilebilen bir alan olarak tanımlanmaktadır.
Yaşamımızın farklı alanlarında isteyerek, ya da sadece zorunlu olduğumuz için esnek davranabiliyoruz. İş yaşamında kolaylıkla kendi rahatlık alanımın dışına çıkıp sadece potansiyel müşteriyi gerçek bir müşteriye dönüştürmek için beden dilimi, ses tonumu uyarlayabiliyorum. Seminerde ya da koçluk seansında uyumu koruyabilmek için rahatlık alanınım sınırlarını genişletebiliyorum. Esneklik ya da diğer iletişim becerilerinin uygulanabilmesi için iki seminer kriterinden bahsedebilirim.
Birinci kriter: Esneklik becerilerinin nasıl uygulanacağını bilmek .
Eğitimci görev tanımıma sığınarak farklı davranış stillerindeki kişilerle daha etkili iletişim kurabilmek için neler yapılması gerektiğini, uyum sağlamak ve aradaki bağı güçlendirmek için neler yapılabileceğini bildiğimi söylebilirim.
İkinci kriter: Bilinenleri uygulamaya taşıyabilmek.En azından seminer yöneticisi görev tanımıma sığınarak bu kriterde kısmen başarılı olduğumu söyleyebilirim. Teorik olarak, benden çok farklı bir seminer katılımcısı ya da koçluk alan kişi ile iletişim kurarken iyi bir dinleyici olmak, onun ne düşündüğününü anlamaya çalışmak, gerekirse yavaşlamak ya da zaman zaman sahnede geriye çekilmek o kadar da zorlayıcı olmayabiliyor. Benden bir şeyler satın alacak potansiyel bir müşterim için çok toleranslı olabiliyorum, ya da pek bir bütçe kısıtlaması olmayan bir müşterim için tolerans sınırlarım beni bile şaşırtabiliyor. Ancak bu noktada kritik soru esneklik becerilerimi iş alanı dışında ne kadar etkili sergileyebildiğim olmakta...
İlişkiler yakınlaştıkça ve daha çok nazımızın geçebildiğini bildikçe esnek davranmama şımarıklığını gösteriyoruz/ gösteriyorum. Kaybetmek üzere aldığımız riskler büyüdükçe daha esnek davranmak için çok daha istekli olabiliyoruz.
Yakın arkadaşlarım söz konusu olduğunda hiç çekinmeden sözlerini kesip, kendime göre pek heyecan verici bulduğum hikayelerimi anlatabiliyorum. Benim çocuk olduğum ailem ile ya da kocamla ilişkilerimde kredi sınırlarımı hiç de düşünmeden zorlayabiliyorum. Yüksek enerjim aniden tepkiselliğe dönüşebiliyor. Benim için bu noktada asıl gelişim alanı yakın çevremle ilişkilerimde esneklik sergiyebilmek.
Esneklik ile ilgili bu hafta süresince kendime ödevlerim:
1. Daha iyi bir dinleyici olmak
Özellike kocamın sözünü kesmeden, kendi fikrimi satmaya çalışmadan sadece gerçekten ne anlatmaya çalıştığını anlayabilmek için dinlemek
2. Farkındalıkla iletişim kurmak
Ne söylediğimi duymak, belki biraz satranç oynamak gibi olası bir kaç hamleyi düşünerek davranmak, ses tonumu ve beden dilimin farkında olabilmek
3. Daha prosedürel davranmak: A’dan B’ye sonra da C’ye geçmek, F’den V’ye oradan B’ye geçmemek
Evden çıkmadan üzerinde anlaştığımız programa eve dönene kadar sadık kalmak
Aynı sadık yaklaşımı tüm alışveriş listelerime de göstermek
4. Rutin işlerle ilgili gönüllü olmak
Banka işlerini, market alışverişlerini, fatura takiplerini yapmak
5. Daha sabırlı olmak, anladıktan sonra yaşamak
Hiç bir şey kaçmıyorO Önce nefes almak, belki üzerinde uyumak, sonrasında harekete geçmek...
İlk denemelerden notlar:
Başlarken duyduğum endişe yazacak pek de bir malzeme oluşturamadan tüm haftayı geçirmekti. Ne kadar zor olabilirdi ki, zaten yaşamımın önemli bir kısmındaesnek olduğumu düşünüyorum. Sadece kocamla ya da annemle de iletişim kurarken aynı davranışları sergilemem yeterli olacaktı. Bu varsayımın almak üzere olduğum dersin ne kadar zorlayıcı olduğuna ilişkin hiç bir bilincim olmadığını ve yakın çevreme esnek davranabilmek konusunda pek de yetkin olmadığımı gösteriyordu. Her zaman muhteşem çalışan öğrenme basamakları bu haftanın başında da çok iyi çalıştı; şöyle ki henüz ilk basamaktaydım –Bilinçli ve yetkin olmayan alan...
Bu basamağın tanımı gereği evin koridorlarında Fred Çakmaktaş misali araba kullanan dört yaşındaki bir çocuğun ehliyet sürecindeki konumuyla aynı yerdeydim. Mutlu muydum? Kesinlikle evet, tek kaygım her şey çok kolay yazacak bir şeyler nasıl bualacağım ile sınırlıydı.
Sonra neler oldu?
Öğrenme basamaklarının ikincisine ulaştım, artık esnek olabilmenin o kadar da kolay olmadığını biliyorum. Bilinçli ancak hala yetkin olmayan alan... Küçük Fred Çakmaktaş’ın ehliyet kursunda hissedebilecekleri gibi “eyvah” ile başlayan devamında bu araba kayıyor, geri geri gidemiyorum, paralel park da edemiyorum cümlelerini iletişim becerilerine yansıtmaya başladım. Bir önceki basamak kadar mutlu bir alan değil burası, daha çok karın ağrısı var...
“Oynamıyorum” deyip vazgeçme potansiyelinin en yüksek olduğu basamağın burası olduğunu bilmek gerçekten değerli oluyor, en azından önlem alabilmek ve devamında “Bilinçli ve Yeterli” basamağını karşılamak için...
Nerelerde zorlanıyorum?
Söz kesmemeyi becerebilsem bile, beden dilim ve duruşumun hala gelişime ihtiyacı var. Sabırsızlığımı yansıtmamayı öğrenmektense, daha doğru olanın sabırlı olmayı öğrenmek olduğunu biliyorum. Akşam hangi filmi izleyeceğimizi konuşurken bile sadece dinlemeye çalışmak zor olabiliyor.
Davranışlar duyguları yansıtmakla birlikte, daha farkında ve bilinçle davranmak istenen duygular için de tetikleyici olabiliyor. Sadece gülümsemenin sonucu olarak mutlu hissetmek gibi, daha sabırlı olmak için de beden dilimi, nefesimi kontrol etmeye çalıştığımda görünürde kısmen başarılı olmaya başlasam bile, ya da sabırlı olmak için bu durumu ilk adım olarak kabul etsem bile, kendi kendime samimiyetimi doğallığımı sorgulamaya başladım. Doğru olduğunu düşündüğüm şeklide mi davranmalıyım? İçimden keldiği gibi mi davranmalıyım? Samimiyetin ve doğallığınsınırlarını nereye kadar zorlayabilirim?
Çoğu zaman haklı olmaya çalışıtığımı, kelimelerle oynadığımı biliyorum, itiraf etmesi güç de olsa, meslek deformasyonu olarak kocaya yansıtabiliyorum. Retorik olarak haklı çıkmanın gerçek bir getirisinin olmadığını da çok iyi bilerek.
Ne öğrendim?
Rahatlık alanımın dışına çıkmaya çalışmak sonucunda ne kadar başarılı olduğumdan bağımsız öğretici bir deneyim. Bahsi geçen konunun içeriği gelişim alanımla ilgili daha ne kadar yolum olduğunu gösteriyor. Tüm bu haftanın sonucunda aldığım ders: Sadece çaba haracamak ve belki de daha da önemlisi çaba harcadığımı paylaşmak iletişime esneklik kazandırıyor; iki tarafa daO
Nasıl devam ediyorum?
Esneklik ile başlamamın nedeni daha kolay olduğunu, daha rahat ilerleyebileceğimi düşünmemdi. Ne kadar doğru, ya da doğru bir yanıt var mı bilemiyorum. Ancak her hangi bir başlık üzerinde düşünmeye ve davranış değişikliği için odaklanmaya başlandığında farklı değerlere de dokunduğumu biliyorum. Devam eden süreçte eylem adımlarımı belirlemek için koçluk aldığımda, sabırsızlık ve tepkiselikten hareketle daha altta gizlenmiş olan değer olarak cesareti keşfettim. İşin keyifli kısmı da işte tam burası, cesaret değerinden yola çıkarak yine cesarete dönmek