Farkettiklerim-2

Merve mezun oldu. 5 sene evvel teyze yeğen yaklaşık 6000 km yolu 5 günde yapıp tam 12 üniversiteyi ziyaret etmiştik. Newyork’dan başlayıp Poughkeepsie, Saratoga Springs, Boston, Providence, Baltimore, DC Washington, Durham ve tekrar NY ile noktalamıştık yolculuğumuzu. Duke için Durham’a benim zorumla gitmiştik. İyi ki de öyle yapmışız. Sonuçta bir Duke mezunu oldu Merve.
Tüm günümüz nerdeyse kilisede mezuniyet konuşması, org ile blues, ilahiler eşliğinde geçti. Rektör yaptığı konuşmasında şunun altını çizdi: “Eğer 20 yıl sonra hala arkadaşlarınız sadece Duke’tan olanlarsa kaybedenler klübündesinizdir haberiniz olsun. Global olarak daha çok insanla bağlantı kurun. Duke’ta aldığınız “fark yaratma” ile ilgili bilgiyi, beceriyi yaşayın, yaşatın.
Gecenin son kısmı bir barda devam etti. Tüm çalan parçalar 80’ler dönemindendi. O kadar keyfliydim ki nerdeyse mezun çocuklar kadar dansedip zıpladığımı farkettiğimde artık otele gidecek halim kalmamıştı.
Aklıma benim ODTÜ mezuniyet yemeğim geldi. O zaman ilk defa bir erkek arkadaşım vardı. Çok yakışıklı, mühendis olmuş master yapmakta olan yarı alman bir çocuk. O da benim mezuniyet partimde çok eğlenmişti. Çok içmiş, sarhoş olmuştu. Evine ben bırakmak zorunda kalmıştım. Sanırım erkeklerin yapması gerekenleri üstlenme alışkanlığım bugünden başlamış olabilir:) Ertesi gün “artık benimle çıkmak istemezsin” demişti. Ona da çok şaşırmıştım. Niye ki? Benim başıma aynı şey gelse o beni terk mi edecekti?
Herneyse, benim isteğim biran evvel İstanbul’a gidip yaşantımı orada sürdürmekti. O da zaten Almanya’ya gidiyordu. Diğer arkadaşlarımın aksine benim hemen evlenmek gibi bir önceliğim yoktu. Hayat daha yeni başlıyordu… İşte Merve’nin yaşında olduğum zamandan şimdiye baktığımda inanılmaz çabuk ve çok yol aldığımı farketmiş olmak düşündürücü oldu. İnsanın kendi yolunda giderken eşlik etmesini istediği kişiye rastlaması gerçekten şans. Onun ötesinde ona eşlik ederken keyif vermeyen kişilerle yolda olmak, hatta onlar için yol değiştirmek gerçekten aptallık. Gençken, daha cesur, daha ümitliyken oysa bunu ne kadar da doğal yapabilmiş olduğumu yeniden hatırlamak bana çok çok iyi geldi.
Annemi şimdi daha iyi anlıyorum. En iyi anlaştığı insanlar hep gençlerdi. Belki o başka sebeplerle hoşlanıyordu bilemiyorum, ancak beni bu yaşımda tedbirli olmaya zorlayan deneyimlerimi boşverip daha cesur ve saf olan halimle buluşturdukları için onlarla olmayı çok seviyorum.
Tuhaf olanı Merve’nin de hep benden cesaret aldığını söylemesi. Hayat böyle işte.