Görgü Kuralları Nereye Kadar?

Teyze: “Çatal sol elde, bıçak sag elinde olacak etini, balığını keserken. Kestikten sonra da çatalı sol elde tutmaya devam edeceksin, bırakıp da el değiştirmek yok”

Üniversiteli kız cocuğu: “Çok saçma, canım hangi elle isterse onunla yerim. Teyze, biraz esnek olmayı denesen?

Aynı teyze bir başka çocuğa karınca kararınca onu unutmamak adına bir yurtdışı seyahatinden tişört getiriyor. Çocuğun babası çocuk adına sms atıyor teşekkür ederiz diye. Oğluna öğretmek adına zorla da olsa bir telefon açtırmıyor.

Bir aile yemeğindeyiz. Nihayet herkes biryerlerden buluşup gelmiş, Ankara’dan İstanbul’dan. Özel bir gün kutlanıyor ama bir sitenin cafesinde. Derken bir tanıdık geliyor, oturuyor elinde içkisi ile masaya, hatta bir arkadaşını da önden gönderiyor “sen git ben de geliyorum” diyor. Gelen kız niye orda bilmiyor, onun kabahati yok. Başlıyor kendi hikayesini anlatmaya onu ilk kez orada tanıyanlara. Bir ben tanıyorum. Geceyi, kutlamayı “piç” ederek. Sofradan da şöyle ayrılıyor; ” Hay Allah seni gölgemde bıraktım, gideyim de kutlamanı yap” Bu özgüven çok tanıdık geldi mi size de?

Burası Türkiye kısmı.

Şimdi de yurt dışındayız. Nefis bir bale. Fındıkkıran Balesi. Müziğin bestecisinin memleketindeyiz. Arka locadan daha orkestranın ilk notayı çaldığı an sevinçli bir çığlık eşliğinde alkışlar geliyor. Amerikalı turistler tanıdıkları bir müziği duyunca sevinmişler paylaşıyorlar coşkularını. ?? Görgü bilgi sadece Amerikalılar’da eksik değil elbette. Onların en temel görüntüsü Bale’ye gelirken de devam ediyor, parmak arası terlik ve şortlar. Hemen hiçbirşeyi bilmiyorlar bize öğretilen. İyi de biz de kendi cocuklarımıza öğretmiyoruz. Amerika’da ivy league de bir okulda okuyan canının istediği elle çatalı tutan çocuğun annesi de savunmada. ” Ne var canım bu nesil böyle işte” diyor. Vazgeçmiş veya önemsemiyor. Veya “havlu atmış”

Bir daha hiç görmeyeceğimiz, gelmeyeceğimiz yerlerde itina ile % 10 bahşişi hesaplıyor bırakıyor, enayi miyiz demiyor Teyze ve bir üst kuşak ailesi. Arkada iyi bir izlenim bırakmak önemli. Hatırlanmayacak bile olsalar bu onlar icin değerli.

Kendisine yapılanın, verilenin değerini bilen teşekkür eden bir nesil mi bu yeni nesil bilmiyorum. Sadece bu nesil de değil, eski nesilden de örnekler var elbette yukaridaki hikayedeki gibi. Yazsam sayfalar tutar. Siz paylaşın lütfen kendi olmazsa olmazlarınızı.

Ben herseyi biliyor muyum? Bilmediklerimi öğrenmeyi önemsiyorum. Pek de bilmediğim yok sanırım. Sağolsun annem babam öğretmişler ve yapmam için zorlamışlar iyi ki.

İngilizlerin bir sözü vardır, “gerçekten görgülü biri, yalnızken bile esnerken eli ile ağzını kapatandır.”

Esneklik ile kurallar hangisi derseniz kurallar beni cezbediyor; görgü kuralları, Hay Allah.

 Can Karaburçak/10 agustos 12