Y Nesli- Yaşamın Anlamını Bulanlar

Anlam Bulmak mı Mutlu Olmak mı?

                                                   

 

Emily Esfahani Smith’in “The Atlantic’de yazdığı makale (There’s More to Life Than Being Happy) şu an Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu süreçte bana çok anlamlı geldi. Yeni neslin mutsuz, huzursuz, sıkılan, söylenen hallerinin yanısıra nasıl olup da bu kadar coşkulu ve kararlı olduklarını anlamama yardımcı oldu.
Yazısında Avusturya’lı psikiyatrist ve nörolog Victor Frankl’den bahsetmekte. Dr.Frankl kendi deneyimlerinden yola çıkarak mutlu olmaktan daha çok yaşam içinde anlam bulmanın kişiyi hayatta kalmaya motive ettiğini gözlemlemiş.
Hikayesinin en etkilendiğim kısmı 1941 yılında yahudilerin Nazi kamplarına alındığını ve öncelikle yaşlılardan başlandığını bildiğinden, kendi anne babasını bir nazi kampına terk etmenin vicdani ağırlığından ve ne kadar süreceği belli olmayan bu süreçte onları yalnız bırakmak istemediğinden henüz çok yeni evli olmasına rağmen Amerika vatandaşlığına başvurusu onaylandığı halde bu fırsatı itmesi oldu.
1946 da kamptaki 9 günü yazdığı “Man’s Search for Meaning” (İnsanın Anlam Arayışı) isimli kitabında, kampta yaşamak için bir amaçları olanların (varolşularının sorumluluğunu taşıyanların) yapılanlara daha çok direnebildiğini, katlanabildiğini gözlemlediğini yazmış. 3 yıl sonra kamp dağıtıldığına hamile karısı dahil tüm aile bireylerini kaybetmiş olan Dr.Frankl bu kitabında “anlam”ın mutluluktan daha büyük önemi olduğuna dikkat çekmiş.
“Eğer yaşamda bir anlam varsa, o halde çile çekmenin de bir anlamı olmalı.”
Amerikan kültüründe mutluluk peşinde koşulduğunu nerdeyse bunun için emir alındığını; oysa mutluluğun bir sonuç olduğunu; bunu için de önce yaşamın bir anlamının bulunması gerektiğinin altını çizmiş.
“Mutlu olmak için bir neden gerek!”
Bu alanda yapılan bir araştırmada ortaya çıkan sonuç çarpıcı:
Kişiler, amaç edindikleri, yaşamın anlamı olduğunu düşündükleri şey için acı çekmeyi, o amaca giden yolda bir sürü zorlukla mücadele etmekteyi kendilerine zul görmüyorlar. O süreçte mutsuz olmak onlar için önemli değil.
Birilerine birşeyler yapıyor-veriyor olmak kişiye hayatı “anlam” lı kılıyor ve onu “sonuç” ta mutlu ediyor.
Araştırmanın en önemli sonucu şöyle;
Mutluluk geçici bir durum.
Anlam ise süregiden.
Mutluluğu kovalamak mutluluğu engelleyen şeyin ta kendisi oluyor.

Türkiye’deki Y nesli anlamı biliyor, bize de hatırlattı.
Mutluluk başlığı altında sahip olduğumuz şeylere odaklanmaktan, biraz daha alışverişten, biraz daha para kazanmaktan, günlük işlerle uğraşmaktan dikkatimizi bu anlama çekti.
Şimdi neyse bu yolda rastlanacak, başedilecek; mutluluk için değil yaşamlarının anlamı için vazgeçmeyecekler.
Size kocaman bir teşekkür borçluyuz.