Yolculuk Üzerine

Yola çıkmayı sevenlerdenim. 

Başlıktaki yolculuk sözcüğü, spiritüel anlamda kendi içime yaptığım bir yolculuk metaforu değil, en sade ve dünyevi anlamıyla uçak, tren ve otobüs yolculuğu...
Hareket eden bir uçak, tren ya da otobüs kadardüşünmeyi cezbedici kılma potansiyeli taşıyan pek az deneyim olduğunu düşünüyorum. Kendi kendime kaldığım bu hediye zamanlarda hiç bölünmeden düşünebilmenin tadını çıkarmayı seviyorum. Hele fonda keyifli bir geniş geniş bir manzara da varsa durum daha da keyif verici olmaya başlıyor. Bu arada şimdi farkettim ki bir yengeç olarak içinde deniz olan yolculukları atlamışım. Sanırım son bir kaç aydır Ankara-İstanbul arası yolculukların doğal bir sonucu bu durum. İki cümle geriye sarıp geniş geniş ve mavi mavi bir manzara varsa diye düzeltiyorum.
 
Mekan ile düşünceler arasındaki ilişkiyi farketmek müthiş bir deneyim. İlham perilerimle nedense yeni mekanlarda ve boşluklarda buluşuyoruz. Kocaman plazalar, alışveriş merkezleri, market kuyrukları ve trafik arasında sıkışmış “sıradan” bir İstanbul gününde ilham perileriyle karşılaşmanın kolay olabileceğini asla iddia edemiyorum zaten.
 
Uçakta pilot anonsuyla birlikte farkettiğimiz 10.000 fit yükseklikte olmanın tadı düşüncelerimize de yansıyor. Bulutların arasındayken kendime sorduğum yeni sorular ve yanıtları arasında olmayı seviyorum. Konudan konuya atlamaya, hele yolculuk biraz da uzak bir yerlere ise arada hafif uyuklamaya ve uyanınca kaldığım yerden devam etmeye bayılıyorum. Beynimin alfa dalgaları yolda pek verimli çalışıyorlar:-)
 
Yaratıcılık Seminerinden Notlar:

Beta Dalgaları: bir yerlerden bir yerlere koştururken, çalışırken beynimizin yaydığı dalgalar beta olarak tanımlanıyor. Heyecanlandığımızda veya dış faktörlerce daha yoğun olarak uyarıldığımızda beta dalgalarının frekansı da artmaya başlıyor. 14-30 Hz olarak tanımlanan bu aralıkta bilinçli ve uyanık olduğumuzu ekleyebiliriz.
 
Alfa Dalgaları: Koşuşturma sonrasında gelen rahatlama anlarında daha düşük frekanslı (9-13 Hz) Alfa Dalgaları devreye giriyor. Genellikle beta dalgalarını yayarken hatırlayamadığımız notlar alfa dalgalarına geçtiğimizde aklımıza gelir. Toplantıda verilebilecek muhteşem bir yanıt vardır, ancak nedense sonrasında aklımıza gelir. Ya da gün içinde atladığımız bir not ya da dilimizin ucuna gelip de bir türlü hatırlayamadığımız bir isim tam da başımızı yastığa koyduğumuzda aklımıza gelir. Çünkü artık alfa dalgalarına geçtik ve kaygılardan uzak düşünmeden düşünebiliyoruz. Ek not: Einstein’ın beyin dalgalarının en zorlu problemlerde bile alfa düzeyinde olduğu söyleniyor.
 
Teta Dalgaları: Bilinçsiz olduğumuz, meditasyon veya çok daha derin rahatlama anlarındaki  4-8 Hz aralığındaki frekansda ise daha derindeki yaratıcılık potansiyelimizle tanışabiliyoruz.
 
Delta Dalgaları: Frekansının çok daha düşük ve düzensiz olduğunu bildiğimiz delta dalgaları uykunun en derin rüyaların bile olmadığı anlarında yayılır.
 
Lina Raymond
Sadece yola çıkılan nokta ile varılacak nokta arasında olmanın, bir yerlere yetişmek için tüm sorumluluğu kaptan koltuğuna vermenin hafifliği ile alfa dalgasına geçmek çok daha kolaylaşıyor. Ayrıca çağrışımlarla çalışan zihnimiz için yolculukta bir çok malzemede sunulabiliyor. Bu cümlenin devamında uçak örneği yerine tren ile devam edebilirim. Gündüz yapılan tren yolculuklarında, hele de meskun mahallerden geçiliyorsa, o kadar çok malzeme var ki bize sunulan. Kopuk kopuk film kareleri gibi birbirini izleyen sahneler görebiliriz. Önce bir binanın duvarındaki yarısı yırtılmış bir afiş, sonrasında yol kenarına park etmiş 15-20 yaşındaki emektar araba ve devamında ip atlayan çocuklar öylesine gözümüzün önünden geçer.
 
Yolcuğun devamında, ya da benim yolculuklarımın devamında otel odaları olur hep. Otel odaları da yolculuğun uzakta olmanın, arada olmanın, kendi kendine kalabilmenin ve düşünebilmenin bir parçası... Odanın ikinci güne (kapıya farklı bir not bırakmazsam) toplanacağını, yirmi dört saat oda servisi menüsünün hazır olduğunu, üşenirsem mini bardaki cipsler ve çikolataların hazır olduğunu bilmek, kendim dahil her şeye dışarıdan bakabilme fırsatıyla yeni düşünceleri de davet eder.
 
Kendime notlarım:
Yola çıkmayı, gitmeyi, özlemeyi ve özlenmeyi seviyorum. Tıkış tıkış, kalabalık, gürültülü İstanbul’a dönmeyi seviyorum çünkü:-)
 
Tren ile yolculuk yapmayı özlediğimi fark ettim:-)
 
Şimdi de sorularım:
-Alfa dalgalarının daha çok yayıldığı, iç sesinizin en geveze olduğu yolculuğunuzdaki ulaşım aracınız nedir?
-Peki bu yolculuğun varış yeri neresi?
-Nerede konaklamak Sizin için en keyifli seçenek olurdu?
-En yakın zamanda planladığınız yolculuk nereye?
-Bu yolculuk planlarınıza neyi eklerseniz daha da keyifli bir anı ile dönersiniz?
Mine Kobal Ok