Yuvayı Sadece Anne Babalar mı Sunar?

Şimdiyi yaşamak, şimdinin keyfini çıkarmak çok değerli. Bunu biliyoruz.
Ya tam da şimdi, herşeyi güzelce kurgulamışken ve memnun mesutken hayat ummadığım sürprizleri getirmişse? Onların nereden ve neden geldiğini anlamakta zorlanıyorsam? Rahatım bozulmuşsa ve pek de benim kontrol alanımda değilse olan şeyler? Çok sevdiğim birileri hayatlarını etkileyen şeyler yüzünden bir değişim yapmak zorundaysa ve sadece ben öyle olduğu gibi kalsın istiyorum diye bu değişim benim canımı sıkıyorsa?
İşte kendimle yüzleşme zamanı. Çok mutluyum bu fırsatı bulduğum için. Bu aşamada karşılaştığım bu halimi severek ve biraz da gururlanarak izliyorum. Adalet benim hep en güçlü yönüm olmuştu, iyimser oluşum da. Olmakta veya olmaya gebe şeyler, şu an benim bilmediğim, öngöremeyeceğim kimbilir ne zenginlikleri getirecek hayatıma diye düşünmek dururken niye endişeleneyim ki? Üstelik sadece bu bakış açısı ile yanımdakini doğru yönlendirmek için adil olmaya zorlanmıyorum bile, başka türlü davranmam mümkün değil.
Geçen gün bir yakın bir arkadaşım ticari anlamda kendini bekleyen riskler yüzünden ne kadar mutsuz olduğunu anlatıyordu. Dikkat ettiğimde sözlerine, aslında en çok da henüz belli olmayan negatif hikayeleri hiç durmadan bana, etrafındaki yakınlarına habire anlatıyor anlatıyordu. Yüzü gerilmiş, sesi ağlamaklı ve adeta anlattıkları başına gelmiş gibiydi. Belki de hiç olmayacaktı bu anlattıkları. Boşa ızdırap çekiyordu. Tahmin ettikleri olursa eğer (Allah korusun) yapacakları o zamanki koşulların sağladığı en doğru şeyler olacaktı kuşkusuz. Evet olayları öngörmek, uzgörmek çok önemli. Buna göre tedbir almak da. Ancak kendini kendi uydurduğun hikayelerin sarmalına dolamak, işte bu çok yanlış. İnsan kendine ve çevresindekilere niye bunu reva görür ki?
Varsayıyorum ki şu an 2033 yılındayız.Tam 20 yıl sonra, ben 70 yaşındayken, o günden bugüne bakıp, hayatımda oluşan değişime nasıl tepki vermiş olduğumu gözlemliyorum. Dışarıdan bakıyorum. Tam da bugünkü gibi davranıyor olduğum için kendimi tebrik ediyorum, 70 yaşındaki Can olarak.
Biliyorum ki bazen birileri birilerine yuva olur, bu illa anne baba, karı-kocanın kurduğu yuva olmayabilir. Arkadaşlar bazen insana kalıp dinlenebileceği, kendini gerçekleştireceği bir ortam sunar, bunu da pek böyle planlamadan yapar üstelik, ve farketmeden. Sonra o yuvayı belki tamamen, belki de belli bir süre için terketmek gereği doğar. Ne kadar süre ile olacağını kimse bilemez. Herkes şaşkındır ama zamanı gelirmiştir. Gitmişimdir ben de kimbilir kaçtane yuvadan. Mutlaka.
O yüzden de tam da 70 yaşımdayken bugünüme belki de yıllar öncesinde mola aldığım bir yuvadan ve oranın sağladığı güven ve mutluluk ile bakıyorum. “İyi ki bu adımları atmışım ve olayları iyimser tarafından ele alıp kendime olumlu hikayeleri yaratmışım” diyorum.
Aferim bana☺